Yapım : 1985
Tür : Comedy / Drama
IMDb Puanı : 8,0
Queens Review : 10 / 6
The Breakfast Club izlendi...
Çok methedilen,tüm arkadaşlarım tarafından izlenen ve izlemediğim için yargılandığım bir filmdi kendileri.
Ama açıkçası o kadar da beğenmedim.Bundan önce 'Pretty Woman' ve 'Sixteen Candles' filmlerini izledim ve sanırım bu filmler kadar eğlenceli filmleri The Breakfast Club'dan önce izlememeli.Zaten büyük beklentilerle başladığım bir filme önceki ruh halim de eklenince film kötü gibi durdu gözümde.O kadar eğlenceden sonra biraz aşağı çekti beni sanırım.
Ancak konusu ve oyunculuk açısından güzeldi.Enteresan desem daha tam olacak galiba.
Kısaca konusunu özetleyecek olursam, 'detention' yani cezaya kalan 5 arkadaşı anlatıyor.Hepsi birbirinden farklı.Biri zengin popüler bir prenses,diğeri güreş takımının yıldızı sporcu,bir diğeri hayatında hiç 'F' yani bir nevi '0' almamış zeki bir çocuk,diğeri anne babasının onu görmezden gelmesi vs problemleri yaşayan ve bu duruma tamamen herkesi iterek karşılık veren bir kız ve son olarak ailesinde içkici,şiddet uygulayan bir baba problemi olan isyankar bir genç.Hiç olmayacak bir şekilde bir araya geliyorlar vs vs...
Evet,'gençlerin yaşadığı farklı dramlardan örnekler' ana fikriyle oluşmuş bir film.Kimsenin göründüğü gibi olmadığını gösteriyor filmde.O zamanlar için bu konu yeni olabilirdi belki ama şimdilerde 'genç dramasının' o kadar çok örneği var ki.Tabi ki ilk olarak yerini korumuş The Breakfast Club.O açıdan bakılınca güzel bir film.Ve sanırım o açıdan bakmaya çalışarak izlenilirse daha da güzel hale gelebilir izleyici için.Galiba ben çok daha fazla şey beklemişim filmden.Keşke konusunu falan okuyup,fragmanını izleyip başlasaymışım.Ben filmi bambaşka bir şey zannediyordum :)
Demek ki neymiş,arkadaşların bir şeyden bahsederken dinleyecekmişsin.
Zaten derler ya beklentilerini düşük tut ki hayal kırıklığına uğrama.
Filmin konusuna değindim ancak biraz daha açmak istiyorum karakterleri.Öncelikle karakterler kesinlikle gerçekçi.Hatta Jonny Bender karakteri özellikle acı tabloyu ortaya seriyor gerçekten.Ama o karakteri canlandıran oyuncu da çok başarılı bir performans sergilemiş doğrusu.Babası ile ailesinin taklidini yaptığında gözlerim yaşardı bir an.Biz filmi izlerken geçiştirebiliyoruz ancak o hayatları yaşayan bir çok gerçek insanın dışarıda var olduğunu düşününce ciddi anlamda bir hüzün doluyor insanın içine.Ne diyelim Allah böylesine kaybolmuş insanlara ve acı çekenlere sabır versin.
Neyse.Çok sevdiğim bir diğer karakter ise Allison.
Çok güzel bir kız ancak ailesinin onu görmezden gelmesi problemiyle uğraştığı yöntem çok acı.Kayıp bir kız resmen.Bu filmi izlerken insan dönüp de şöyle bir kendi hayatına bakıyor.Bazen karakterlerle ortak bir yanını keşfedip kendini onlara benzetiyorsun ve kendi halini onlarda görüyorsun bazen ise kendini onların yerine koyup iyi ki sen olmadığın için şükür ediyorsun...
Her ne kadar beklediğimi bulamadım dedimse de,çok güzel bir film olmuş.İzleyenleri içine çekebilir.Dediğim gibi sanırım ben çok şey bekleyerek başladım işe.O da beni hayal kırıklığına sürükledi.
Çok büyük beklentilerimin nasıl oluştuğunu da şöyle kısaca belirteyim isterim.Arkadaşlarım bundan deli gibi bahsedip bu filmin hayatımı değiştireceğini falan söylediler mesela.Hatta bir çok filmde bu filme göndermeler yapılır,son sahnesi ile ilgili harikaydı,ağladım ifadeleri kullanılır vs vs...
O herkesin bayıldığı son sahne de bu işte.Açıkçası hayat değiştiren bir film diyemem.En azından benim için.Ancak her zaman söylediğim gibi.Başkasından fikir almak güzeldir ancak kendinizinkini oluşturmak çok daha iyi.O nedenle benim söylediklerim kulağınızın ucunda kalsın ancak kendiniz izleyin ve siz yorumlayın.Benim beğenmediğim bir şey sizin yeni favoriniz olabilir.
Tavsiye listeme girer mi? Evet.Ancak ilk sıralarda yer alacağını sanmıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder