7 Şubat 2014 Cuma

Free Birds

Yapım : 2013
Tür: Comedy / Animation / Advanture
İMDb Puanı : 5,7
Queen's Review :  5 / 10

Tuhaf bir konusu olan güzel bir animasyon...

İzlemesi keyifli evet,ancak belli yerlerinde bir parça sıkıldım.Sonlara doğru.Ama güzeldi.Zaten benim bir animasyondan nefret ettiğim görülmemiştir.Neredeyse...

Konusuna geçeyim.
Reggie ve Jake birer hindidir.Jake'e küçüklüğünde görünen 'The Great Turkey' ona asla pes etmemesini ve Reggie adında bir hindi ile 'Thanksgiving' - 'Şkran Günü'nü kurtarmasını söyler.Ve ona bir kapı tokmağı verir.O kapı tokmağı olayını bir şeye bağlamamaları,yani tam anlamıyla,çok saçma olmuş bu arada.
They're Adorable!

Bunu bir hayat amacına dönüştüren Jake,ona The Great Turkey tarafından tarif edilen yerde zaman makinesini bulur ve Reggie'yi de alarak ilk Şükran Gününe doğru yola koyulurlar.

Reggie ise kümesteki tuhaf hindidir.Herkesten daha akıllı oluşu dışlanmasına neden olur.Diğerlerine hep çiftçinin onları kesmek için beslediğini söyler ama kimse ona inanmaz.Bu durumdan sıkılan Reggie bir gün çiftliğe ir helikopter gelmesi üzerine haklı olduğunu kanıtlar.

Ancak kimse onun haklı olmasını umursamaz ve hatta o tehdit sandıkları helikopterdeki insanlara Reggie'yi verirler.Kümesten atıldığında kendini küçük bir kızın elinde bulan Reggie öleceğini düşünür.(O küçük kızın "I'm tired now." deyip uykuya dalması süper komikti.)Ancak aslen kendini USA başkanının kızının kollarında bulmuştur.Ve bir Amerikan geleneği olan 'Pardon Turkey' olarak seçilerek hayatı kurtulur.Gittiği yerde de hayatından çok memnun olan Reggie'yi kaçıran Jake ona planından bahseder.

Yalnızca pizzalarına ve televizyon izlemeye geri dönmek isteyen Reggie ise bu konuda hiç de istekli değildir.Ve açıkçası bu hikayeye de inanmamıştır ve Jake'in deli olduğunu düşünür.Ancaak zaman makinesini bulduklarında (zaman makinesinden çıkmaya çalışan adamın ve onu kurtaran görevlinin camda sürtündüğü sahneye bayılmıştım :D)

Gittikleri yerde onları çok değişik şeyler beklemektedir.Büyük bi ryumurta şeklinde olan uzay aracı STEVE,onlara hem arkadaş olacak ve zaman zaman da hayatlarını kurtaracaktır.Orada yaşayacakları aitlik hissini ve aşkı da unutmamak gerek tabi.

Kısaca hoş bir animasyon.Bazı yerleri size saçma gelebilir,bana geldi açıkçası ama izlenebilir.Boş zamanınız varsa ve canınız animasyon izlemek istiyorsa ve daha iyi tüm animasyonları izlediyseniz keyifle izleyebilirsiniz derim :)



Happy Feet Two


Yapım : 2011
Tür: Comedy / Animation / Family
İMDb Puanı : 5,9
Queen's Review : 10 / 10



Bu animasyonu ilkinden daha çok beğendim aslında.Mumble ve Gloria'nın oğulları Erik çoook tatlı değil mi ama ? :)

<<<<--- Baksanıza şu gözlere :))

Bu eleştiride de serinin ilkine uyup  yorumu sona bırakayım diyorum.
Öyleyse işte konusu...


Mumble ve Gloria'nın bir oğulları olmuştur.Erik.Ancak Erik de tıpkı babasının küçüklüğünde olduğu gibi aileye tam anlamıyla uyum sağlayamıyordur.Yani babası ve artık neredeyse tüm İmparator Penguenleri gibi dans edemiyordur.

Bu konuda çok üzülen Erik,arkadaşları ile uzaklaşır ve Ramon ve diğerlerinin yanına gider.Orada da tıpkı İmmparator Penguenleri'nin şuanki hali gibi ilk filmden beridir epey değişmiştir.

Happy Feet'de boynundaki plastikten kurtulmaya çalışan Lovelace insanların yanından bir arkadaş ile dönmüştür.Sven.Sven bir Atlantic Puffin.Bir kuş.

Ancak bunu herkesten gizleyen Sven,kendini uçabilen bir penguen olarak tanıtır.Ona neredeyse bir tanrı muamelesi yapan Lovelace ve diğerleri ile karşılaşan Erikde onlarla aynı fikre kapılır.Ve Sven'i bir nevi idol haline getirir.Ve uçmak istediğine karar verir.

Oğlunu aramaya çıkan Mumble ise baba olmakla ilgili ciddi sorunlar yaşamaktadır.Oğlu ile tam olarak iletişime geçemediğini düşünen Mumble,Erik'in uçmak istediğini ve o Sven denilen uçan pengueni kendisinden daha çok sevdiğini fark ettiğinde ne yapacağını şaşırır.Ne dese uçma isteğinden vazgeçmeyen Erik ile uğraşırken aslında daha büyük bir sorunları olduğunu fark eder.

Küresel ısınma nedeni ile eriyen buzullar parçalanmaya ve kutup şekil değiştirmeye başlar.Uzaklardan kopan bir büyük buzul parçası Gloria ve diğerlerinin bulunduğu bölgeye çarpar ve tüm penduenleri iki büyük buzulun tam ortasında bırakır.Çıkış yolu bulamayan penguenler aç kalma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

Tepelerinde onların ölümünü bekleyen yırtıcı kuşların da pek heves açıcı olmadığı kesindir.Moral açısından da yıkılan penguenlerin şimdi tek şansları vardır Mumble.Mumble sayesinde birleşen diğer penguenler onları kurtarmaya çalışacaklardır.Bu sırada da Mumble oğlu Erik ile arasını düzeltmelidir.

Bu hikayede bir de ek olarak iki krill (karides)'in hikayesini de izliyoruz.Bir nevi yan hikaye gibi.Olaylar olurken onlarda orada oluyorlar ancak o kadar minikler ki,pek katkıları olmuyor denilebilir.
Kısaca açıklamak gerekirse,Will ve Bill krill sürürlerinden ayrılıp hayatlarını değiştirmeye çalışıyorlar.Yani Will değiştiriyor,Bill yalnızca isteksizce yanında bulunuyor diyebiliriz.

Küçük ve genel konuyla ilgili olmasalarda,animasyonun kendisinden daha komik olmuşlar bile diyebiliriz.Hatta "Ben artık yemek olmayacağım,ben de etcil olup birilerini yiyeceğim." felsefeleri süper komikti. :))

Sonuç olarak,harika bir animasyon daha izleyeceksiniz.Yorum kısmını çok uzatmama gerek yok.Aslında konusunu yazarken aralarına eklediklerim fikrimi genel olarak belirtiyor.
Tavsiyemdir...


Happy Feet


 
Yapım : 2006
Tür: Comedy / Animation / Family
İMDb Puanı : 6,5
Queen's Review : 9 / 10




Happy Feet gerçekten eğlenceli animasyonlardan biri.KArakterler harika olmuş.Özellikle de Ramon beni benden aldı :D
Gerçi onu seslendiren Robin Williams ama.O adam baaşka ya.

Neyse.Bu kez yorumu sona saklayıp hemencecik konusuna geçmek istiyorum.

* İ-P : İmparator Penguenleri *


Bu animasyonda İmparator Penguenlerin (İ-P) dünyasına giriş yapıyoruz.Happy Feet bize İmparator Penguenlerinin kendilerini şarkı söyleyerek ifade ettiklerini anlatıyor.Tüm İ-P'leri şarkı söylemede süper bir yetenekle doğarken Mumble,harika seslere sahip bir anne babadan olmasına rağmen,bir ilk olarak dans etme yeteneği ile doğar.Bunun sebeblerinden biri de babasının onu yumurta iken düşürmesidir.

İlk yumurtadan çıkışında herkesi hayretler içinde bırakır.Ve dans etmeye başlar.Babası bu durumdan hiç ama hiç memnun değildir.

Annesi avlanmadan geri döndüğünde şaşırır ancak yumurtayı düşürme olayından habersiz olduğu için kocasını suçlamadan oğlunu olduğu gibi kabul eder.

Ancak herkes annesi kadar kabul edici bir doğaya sahip değildir.Neredeyse tüm İ-P'leri Mumble'ı dışlarlar,Gloria dışında.Gloria müthiş bir sese sahiptir.Ve çok akıllıdır.Mumble daha onu gördüğü anda aşık olmuştur.

Sonraları ailesinden uzaklaşan Mumble farklı tür penguenlerin arasına girer.Orada tanışdığı 5 penguenle hemen arkadaş olurlar.Mumble hep penguenlerden çok daha fazlası olduğuna inanıyordur.Yiyecek azalmasına neden olanın da bu insanlar olduğuna inanır.Durmadan onlara derdini anlatmaya çalışır.Ve bir şekilde gerçekten de insanlar ile iletişime geçer.Ve sonrasını izleyip görün diyorum.





Aslen güzel,eğlenceli olduğu kadar da izleyiciyi düşündüren bir animasyon Happy Feet.Kutuplara neler yaptığımızı,hatta ve hatta yalnızca oraya değil tüm doğanın dengesine olan etkimizi düşündürten bir animasyon.Kesinlikle izleyin.Çocuklarınıza,kardeşlerinize,anne babanıza izlettirin.
Çok etkilenecek ve bu sırada da çok eğleneceksiniz...

6 Şubat 2014 Perşembe

The Smurfs 2




 Yapım : 2013
Tür: Animation / Comedy / Family
İMDb Puanı : 5,4
Queen's Review : 4 / 10


Ah...The Smurfs...

Çizgifilm halini her zaman sevmişimdir.Çocukken en sevdiklerimdendi.Kesinlikle Bugs Bunny'i geçemez tabi.

Ancak bu serinin ilk filmini de beğenmemiştim ben ve malesef bu
nu da öyle bayılarak izlediğimi söyleyemeyeceğim.

İnsanlarla animasyonlar bir arada olmuyor kardeşim ya.

Özellikle de o Gargamel! Aghh...
Evet çizgifilmdeki Gargamel'e çok benzetmişler ve Hank Azaria'nın oyunculuğuna da lafım yok ama olmamış işte,ne bileyim.
 Olumsuz yönlerinden oluşan epey uzun paragrafa girmeden kısacık olumlu düşüncelerimi de bildireyim.
Animasyonunu beğendim.Açıkçası direkt animasyon olsaymış daha çok sevk alabilirmişim gibi geliyor. Sanırım olumlu düşüncelerim bu kadar :)


İlk filminde de aynı duyguları hissetmiştim dediğim gibi,şimdi soracaksınız ki "Madem diğerini
beğenmedin,neden bunu da izledin?" Vallahi bunu sırf sizin için eleştireyim diye izledim.Bir de çok sevdiğim yeğenim çok ballandırarak anlattı bir de üstüne çocukluk arkadaşım da çok beğendiğini,serinin ilk filminden daha güzel olduğunu söyleyince dayanamadım,izledim.Ama benim fikrim öyle kolay kolay değişmez.

Ha evet ilk filminden belki bir parçacık daha eğlenceliydi,doğru,ama hala 'süper bir film.Her anını gülerek geçirdim.' gibi bir şey söyleyemem.Film bittiğinde üzerimden yük kalktı,o derece.Tavsiye eder miyim? İlk filmden hoşlandıysanız kesinlikle.Ancak ilk kez izleyecekler için öncelikle serinin başını izleyin derim.Kesinlikle beğeneceksiniz ise asla diyemem.Çünkü şahsenberbat diyemesem de beğenmedim.

Konusuna ise çok kısacık değineceğim.Yorumu gereksiz yere uzatmaya lüzum yok.

Şirinler çizgifilminde hepimizin çok iyi bildiği Şirine üzerinde dönüyor film.Şirinleri kötüye sürüklesin diye Gargamel tarafından yaratılan şirine sonra Şirin Baba'nın gizli formülü sayesinde mavileşiyor ve bir Şirin haline geliyor.Ancak kendini hiçbir zaman tamamen Şirin hissedemeyen Şirine,doğum gününde herkes ona sürpriz hazırlarken ve unutmuş numarası yaparken kendini iyice dışlanmış hissediyor.Ve Gargamel ise bu sırada ilk filmde gerçek dünyada kalmıştı ya hani,artık çok ünlü bir sihirbaz olmuş.Ve kendine Şirine gibi iki tane daha 'Yaramaz' dediği Şirin yaratmış.Vexy ve Hackus.Şirin Özü almak için yeni şirinler yaratmak isteyen Gargamel Şirineyi kaçırıp ondan 'Naughty'leri Şirinler'e çeviren gizli formülü almak istemektedir.Ve kaçırılan Şirine'nin peşinden giden Şirin Baba ve diğerleri,onu kurtarmaya çalışacaklardır.Tabi ki ilk filmde tanıştığımız iki insan Grace ve Patrick'in yardımı ile...

Surf's Up

Yapım : 2007
Tür: Animation / Comedy / Family
İMDb Puanı : 6,8
Queen's Review : 8 / 10


İzlediğim en değişik animasyonlardandı.Hiç biyografi kıvamında bir animasyon izlememiştim vallahi.Ama pek keyifli oluyormuş meğer.

Yaratılan karakterler çok sevimli ve komik.İzlerken başta emin olamadım ancak sonlara doğru favori animasyonlarım arasındaki yerini aldı.Söylemeliyim ki son dakikada girmesine rağmen oldukça iyi bir sırada :)

Yani tavsiye eder miyim? Evet...

Konusuna değinelim hemen.

Cody Maverick bir surfçü penguendir.Onun bir nevi biyagrafisi yapılıyordur.Biz kamera arkalarını ve çekimleri izliyoruz.Cody diğer penguenler gibi iri değildir.Özellikle kardeşi kadar.Tabiri caizse o ailedeki 'küçük yumurta'dır.

 Bu durumdan hiç de memnun olmayan Cody küçükkken onların bölgelerine bir sörfçü gelir,Big Z,ve ona 'Z' yazan kolyesinden vererek çok büyük işler başaracağı gibi bir şeyler öyler.Bu bizim mutsuz Cody için bir nevi hayat amacı haline gelir.Ve tıpkı idolü Big Z gibi sörfçü olmak ister.Ancak bunda berbattır.

Kendi alanlarındaki tek sörfçü olan Cody,abisi ve diğer penguenler tarafından ezilir.Babası da olmayan Cody'e dester verecek tek kişi annesi kalmıştır.Sonra Cody gibi sörfçülerin alanı olan bir adaya gitmek için seçilen Cody oraya giderken çok büyük hayaller kurmuştur.Ancak oraya vardığında işlerin yalnızca istemekten oluşmayacağını fark eder.


O ada Cody için bir çok şeyin ilki olacakır.İlk aşkı tadacak,hiç ummadığı biri tarafından eğitilecek,çok yakın arkadaşlar hatta hayranlar elde edecektir.

Biz de tüm bunları süper bir espiri anlayışı ile senaryolaştırılmış bir şekilde izleyeceğiz.Aynı zamanda Cody'nin biyagrafisini tabi :)


4 Şubat 2014 Salı

The Roommate


Yapım : 2011
Tür: Drama / Horror / Thriller
İMDb Puanı : 4,8
Queen's Review : 5 / 10

Aslen beğendim.Ancak fragmanını izlerken daha gergin bir film olacağını düşünmüştüm ne yalan söyleyeyim.Pek de gerilmedin yahut heyecanlanmadım ben.

Biraz acıklı bir filmdi bence.Kızın adına üzüldüm.Aslında ikisinin adına da.Biri hasta bir kız ve anladığım kadarıyla arkadaşsız,diğeri de popüler ve oldukça güzel bir kız ancak çok talihsiz.En azından oda arkadaşı konusunda.Düşünsenize,o kadar insanın içinden sana pisikopat düşsün! :D

Yani kısaca konusuna geçmeden evvel diyebilirim ki izlemesi eğlenceli bir filmdi.Belki korkup gerilmeyebilirsiniz ama keyifli bir zaman geçireceğinize eminim.

Yeni üniversiteye başlayan Sara yeni oda arkadaşı Rebecca ile tanışır ve onun oldukça zengin ve aslen iyi bir kız olduğunu düşünür.İkisi yalnızken epey eğlenirler ancak Sara yeni arkadaşlar edindikçe Rebecca tuhaflaşır.

Hatta diğer arkadaşlarından Rebrecca'nın onları tehdit ettiği bile kulağına gelir.Ancak sorduğunda Rebecca çok doğal davranır ve yalan söylediklerini söyler.Sara ona inanır ve konuyu kapatır ve hayatının hatasını yapar bir nevi.
Yalnızca yeni arkadaşlar değil aynı zamanda bir erkek arkadaş da edinen Sara artık iyice sosyalleye başlamıştır ve Rebecca bundan hiç memnun değildir.

Aslen konudan evvel karakterleri biraz anlatmam gerekirdi ancak şimdi anlatsam da olur diye düşünüyorum :)

Sara'nın ablası ölmüştür.Ondan ve diğer herşeyden uzaklaşmak için ULA'e başvurmuştur.Hemen öncesinde erkek arkadaşından ayrılması da bir etkendir tabi.Tüm bunlarla beraber Sara bir nevi evden uzaklaşma gereği duyan biri haline gelmiştir.

Rebecca ise tabiri caizse para içinde yüzen bir kızdır.Ancak pisikolojik olarak rahatsız bir kızdır.Tüm hayatı oyunca kendisini hep tek bir kişiye adama üzerine kurulu arkadaşlıklar yaşamış ve dolayısıyla da karşı tarafı ürkütüp kendinden daima kaçıran taraf olmuştur.
ULA'a geldiğinde oda arkadaşının arkadaş canlısı tavırlarından çok hoşlanır ve her zaman yaptığı gibi onu benimser ve yalnızca kendisinin olsun ister.

Bence burada çok yalnız kalmış bir kızın dramasını da izlemiş oluyoruz.Evet bunu doğal ol
arak kimse anlamıyor filmde,en azındna o gözle bakmıyorlar,ancak bence öyle...

Filme tek eleştirim şudur: "Kediciği neden öldürttünüz yahu?!! Sokağa da salabilirdi yani :("
:( Unutulmayacaksın :(

İzlemesi keyifli bir film.Kedili kısım hariç!

İzlemezseniz çok şey kaçırırsınız diyebileceğim bir film olmasa da izlemenizi tavsiye edebileceğim katagoriye giren filmlerden oldu...

Sara'nın bu şapkasınına bayıldım ya.Kendime de alayım diye çok aradım ancak henüz bulabilmiş değilim. :(

Fright Night 2 : New Blood


Yapım : 2013
Tür: Comedy / Horror / Thriller
İMDb Puanı : 4,2

Queen's Review : 3 / 10


Kesinlikle ilk filminin yanından bile geçmiyor!

Büyük bir beklentiyle başladım ve elimde patladı.Filme neredeyse resmi olarak berbat diyebilirim.

Oyuncular hiç olmamış (Kontes Dracula hariç) hiçbirini sevemedim.Bir filmde de ana karakterlerden hoşlanmayınca koca film anlamını yitirir biliyorsunuz ki.

Konusunu falan anlatayım diyeceğim ama inanın konusuyla filmin kalitesi arasında dağlar yollar var.

Öncelikle bu filmde Draculayı izliyoruz.Ancak Kont Dracula değil de Kontes Dracula...

Filmimiz Romanya'da geçiyor.Üniversitede profesör olan Gerri Dandridge aslında Kontes Dracula'dır.Üniversite için gelen bir grup lise öğrencisi içinden Charley Kontes'in birini öldürüşüne şahit olur ve sonraları bir çok şeye ve Kontes tarafından fark edilir.

Charley'nin oda arkadaşı olan "Evil" Ed'e her şeyi anlatır ve Ed'de vampirler konusunda oldukça bilgilidir.En sevdiği program Fright Night'dır.Programın sunucusu da yeni bölüm çekimi için ülkede olduğunu öğrenirler ve ona yardıma giderler.

Charley'nin küs olduğu sevgilisi de işin içine girer ve bir şekilde işler karışır.AslenKontes yıllar boyunca onu gün ışığına çıkarabilecek olan bakire'yi aramaktadır.Şöyle ki ; Kontes Dracula'nın gün ışığına çıkmasını salayacak bir bakire kız vardır ancak onu yıllardır arayan Kontes milyarlarca insan öldürmüş ancak o kızı bulamamıştır.Yüz yıllar boyunca genç kalmak için insan kanını kullanan Kontes sonunda o bakireyi bulur ancak işler bundan daha karışıktır.Gün ışığında yürüyebilmesi için yalnızca bakire yetmeyecektir.

Ah...Bazen filmlerin konularını anlatırken onları olduklarından daha çekici hale getirdiğimi düşünüyorum. :D

İnanın konusu kadar ilgi çekici bir film yapmış olsalardı eminim film kat be kat güzel olurdu.Yani bir insan bir konuyu bu kadar kötü bir şekilde senaryolaştırır.Senarist Matt Vanne , duy sesimi! Yani bundan daha kötüsü olamazdı.

Görüntüler hoş değil,karakterler resmen geçiştirilerek yazılmış,konunun gidişatını takip edemiyorsunuz.Bence kesinlikle boşa emek ve bütçe harcanan bir film olmuş.Bazen bu paraları bir hayır kurumuna bağışlasalar daha yerinde olurdu diye düşündüğüm filmler oluyor malesef bu da onlardan biri.


Halbuki ilk film ne kadar da güzeldi.Yazık.Seriye hakaret oluyor yav.Güzel bir şekilde yapamayacaksınız hiç yapmayın arkadaşım yahu,bırakın seri olmasınitek kalsın.Güzel kalsın...